Tarım Dergisi tarlasera
tarlasera SATIN AL
Kapat

Turfanda Avrupa pazarı

Turfanda sebze ve meyveler tüm dünyada yüksek fiyatına rağmen rağbet görüyor. Kurulan pazarlarla tüketiciye ulaşıyor. Tüketicinin bu pazarlarda önem verdiği nokta ise ürünlerin ithal değil yerel olması.

Mevsimin ilk ürünleri olarak piyasaya sunulan turfanda sebze ve meyvelere olan ilgi ve alaka Avrupa’da yeni bir eğilim değil, ancak son yıllarda seralarda konvansiyonel sebze ve meyve üretimine yönelik olumsuz söylemler bu eğilimi artıran faktörlerden. Turfanda sebzeler her yerde olduğu gibi Avrupa’da da standart fiyatların üstünde satışa sunulan ürünler, ancak birçok tüketici için turfanda ürünler tazelik ve lezzet kriterleri göz önüne alındığında parasına değer ürünler olarak görülüyor.

Seyyar turfanda pazarı

Avrupa’da yerelde üretilmiş sebze ve meyvelere artan ilgi ve yönelim artik herkesçe bilinen bir durum. Son dönemlerde gözlemlenen eğilimlerden bir tanesi de, tüketicilerin ürünü mevsiminde tüketmek istemesi ile ilgili. Bu noktada mevsimin ilk ürünleri olan turfanda ürünler Türkiye’de olduğu gibi, Avrupa’da da tüketicilerin değer verdiği ve talep ettiği ürünler arasında geliyor. Başta patates, soğan, havuç gibi kök sebzeler dışında domates, çilek, yaban mersini, Frenk üzümü, bezelye, kiraz ve böğürtlen gibi yemişlik turfanda ürünler tüketicilerin yoğun ilgi gösterdiği ve gerektiğinde satın almak için daha fazla para ödediği ürünler arasında.

Avrupa’nın hangi şehrine giderseniz gidin, ya halkın yoğunca gezdiği meydanlarda ya da şehrin merkez tren istasyonuna yakın bir yerinde yemişlik bezelye, çilek, kiraz ve benzeri ürünler satan seyyar satıcılara rastlamak mümkün. En azından Almanya, Fransa, Danimarka, İsveç ve Norveç’te böyle. Hani seyyar satıcı deyince, arkasından zabıtanın kovaladığı ve bizim Türkiye’de alışageldiğimiz satıcılar değil. Mahalle belediyesinin kendilerine tahsis ettiği yerlerde, sağlık kurallarına riayet etmek şartıyla tezgâhlarını kuran bu satıcılar bu anlamda Avrupa’da neredeyse yok olan sokak alışverişini canlı tutan nadir öğeler olarak duruyor karşımızda. Son dönemlerde sokakta üç tekerlekli motosikletlerle kahve, su, kuruyemiş satan satıcılara da daha sık rastlanmaya başladığını da elbette eklemek lazım. En azından Danimarka ve İsveç sokakları su an için öyle.

Turfanda Samsø patatesi altın kadar değerli

Gıda ürünlerinin pazara sunumunda tazeliği, kaliteyi ve lezzeti aynı anda ön plana çıkardığınızda, tüketicileri o ürünü yüksek fiyatına rağmen alma noktasında ikna etmek daha kolay oluyor. Turfanda sebze ve meyveler de bu anlamda bahsi geçen kriterlerin hepsini kapsayan ürünlerden. Öyle ki bu ürünlerden bazıları pazarda çok fahiş fiyatlara alıcı bulabiliyor.

Kopenhag’a 150 kilometre uzaklıkta bulunan Samsø Adası’nda üretilen meşhur Samsø patatesinin ilk 20 kiloluk partisi açık arttırmayla kilosu 2001 yılında 464 liradan satışa sunuldu. Børge Andreasen adlı bir sebze kabzımalı tarafından satın alınan bu 20 kilo aynı gün içerisinde Kibæk og Søn adli catering firmasına satıldı ve yine aynı gün bu firma Samsø patatesini Randers kentindeki bir restorana sattı. Turfanda ürünün pazardaki yerine tekabül eden ve belki de bir uç örnek olan Samsø patatesi kalite ve lezzet dışında, ona sunulan tüketicide de kendisini önemli hissetmesine ve onda tatsal tecrübeler yaşatan bir ürün olarak Danimarka’da kendisine ait bir prestije sahip.

Turfanda ürünün pazara nasıl sunulduğuna dair diğer bir örnek olarak, yine Danimarka’nın överek anlattığı çileklerden bahsedilebilir. Her sene yaklaşık nisan ayının ortalarında ilk hasadı yapılan ve ülkedeki marketlere sunulan çileğin nerede üretildiği, ne kadar üretildiği ve hangi fiyatla pazara sunulduğu ülke medyasında haber bültenlerinde her sene yer bulan gelişmelerden.

Üreticiyi tüketicinin ayağına getir

Sağlık sektöründe beslenme alanındaki kanaat önderleri dışında, tüketici ve çevreci kurum ve kuruluşların da tüketicilerde yarattığı, yerel ürünlerin sezonunda tüketilmesine yönelik eğilimleri ürünü tüketiciye sunanları da elbette yakından ilgilendiren bir durum.

Danimarka’daki en büyük süpermarketler zinciri olan Dansk Supermarked’da üretim şefi olan Kasper Kamp kendi bünyelerindeki marketlerde Avrupa’nın her yerinden gelen sebze ve meyvelerin mevcut olduğunu ama yerelde üretilmiş ürünlerin yokluğunda birçok müşterinin kendilerine başvurduğunu şu sözlerle anlatıyor: "Örneğin; kötü bir yaz mevsimi nedeniyle, marketlerimizde yeterince Danimarka çileği olmayınca başka ülkelerden çilek temin ediyoruz. Ancak böyle bir durumda, birçok tüketicinin hemen akabinde neden Danimarka çileği yok diye bize başvuracağından da çok eminiz. Zira yerli varken, tüketici ithal ürünleri istemiyor."

Yerel ürünlere olan talebi gözden kaçırmayan diğer bir marketler zinciri olan COOP ise, "tüketiciyi tarlaya, üreticiyi de markete davet etmek" başta olmak üzere birçok amaca sahip bir projeyi 2014 yılında hayata geçirdi. Markette satışa sunmak istedikleri ürünün üreticisi ile bağlantıya gecen COOP, üreticiyi kendi malını doğrudan onlara sunmak için ikna ediyor. Üretici ile tüketici arasındaki bağı güçlendirmek için kimi zaman üretici ürünün satıldığı markete geliyor, kimi zaman tüketici tarlaya gidiyor.

Kendilerini satışta, üretici ile tüketici arasında bir köprü olarak lanse eden COOP, ülkenin en büyük tarım ve gıda kuruluşu Landbrug & Fødevarer ile birlikte pilot bir projeyi hayata geçirdi. 1 Ocak 2016 itibariyle 40 markette başlatılan projenin, 2017’de 340 markete yayılması bekleniyor. Bu anlamda yerelde üretim yapan üreticilerle temasa gecen COOP, yerel ürünlere olan talebi karşılamakta yeterli üretici ve ürün olmayışından kaynaklı zorlandıklarını belirtiyor. COOP adına projeyi yürüten sorumlulardan biri olan Jesper K. Andersen, sanıldığının aksine yerel ürünlerin fiyatlarının yüksek olmasının satış adına bir sorun teşkil etmediğinin de altını çiziyor.

Konuyla ilgili görüş belirten Danimarka Tarımsal Bilgi Merkezi’nde (Videncentret for Landbrug) görevli uzman şef Gustaf Højriis Bock "Yerel ürünlerin yerelde pazarlanmasına dair müthiş bir pazar mevcut. Daha önce ürünlerinin pazara sunulmasında aracılar kullanan yerel üreticinin, satışa bizzat dâhil olmasıyla muhteşem bir kâr potansiyeli imkânıyla karşı karşıya kalıyor" şeklinde konuşuyor.

Sayfa ilk kez okundu.

En çok okunan makaleler

Yorumlar
    Bu yazı için henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz

Yorumunuz Gönderildi