Halk arasında ak toprak olarak bilinen, Anadolu’nun kırsal bölgelerinde 370’ten fazla köyde görülen asbestli toprak, son yıllarda artan çölleşmeyle birlikte daha rahat ayırt edilebiliyor ve yapılan araştırmalarla birlikte sırrı da iyice günışığına çıkmış durumda. Kanserojen bir madde olan asbest, masum insanların sağlığı için de bir tehdit unsuru.
Asbestli toprak, Türkiye’nin jeolojik ve doğal yapısı nedeniyle özellikle Anadolu topraklarında çok fazla bulunuyor. Köylerde insanlar bu toprağı evlerinin sıvasını ve izolasyonunu yaparken kullanıyor, çünkü bu hem güzel gözüken, hem de fiyatı ucuz olan bir materyal. Asbest aynı zamanda ağır sanayide kullanılan bir mineral. Zaten akciğer zarı kanseri yani mezotelyoma da sanayi hastalığı olarak biliniyor. Ancak Türkiye’de bu hastalığın görüldüğü nüfusun üçte ikisini masum köy halkı oluşturuyor. Bu da, asbestli toprakla mücadele için kırmızı ışıkların çoktan yandığını gösteriyor. Nitekim, 2015 başlarında hem Sağlık Bakanlığı’nca, hem de TÜBİTAK tarafından tarımsal arazilerin de yaygın olduğu şüpheli bölgelerde yapılan araştırmalar ve toprak analizlerinin sonuçlarına göre aralarında Diyarbakır, Elazığ, Sivas, Tokat, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kütahya, Bursa, Çanakkale ve Balıkesir'in de bulunduğu toplam 41 ilin, 370’den fazla köyünde asbest lifleri tespit edildi. Bu sonuçlarla birlikte, yetkililer de bu mücadelenin acilen başlaması konusunda hemfikir oldular.
Ağaçlandırma iyi bir yöntem
Türkiye'de asbest konusunda araştırma yapan sayılı bilim adamlarından, eski Mustafa Kemal Ünversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda da, absestli toprağın Türkiye’de ormanların azalmasıyla açığa çıktığını söylüyor ve ağaçlandırmanın asbestle mücadelede geçerli bir yol olacağını vurguluyor. Ancak tabii ki, tek yöntemin bu olması mümkün değil. Asbestli toprak bulunan köylerde ağaçlandırma yapılamayacak yerler de var. Örneğin, yalıtımında asbestli toprak kullanılan binalar ya da asfaltlı yollar. Kanser Daire Başkanı Doç. Dr Murat Gültekin başka önlemlerle sorunun halledilebileceğini söylüyor: “Asbest lifi içeren topraklar belli bölgelerde bulunuyor. Köylüler bu toprakları bulundukları yerlerden taşıyarak getiriyor ve evlerinde kullanıyor. Duvarları bu toprak ile sıvanmış binalarda, söz konusu sıva, kalın plastik bir boya tabakası ile yalıtılabilir. Asbestli bölgelerin üzeri ekilebilir toprak ile kapatılıp ve yeşillendirilebilir. Asbestli toprağın yol yapımında kullanıldığı köylerde ise asfaltlama çalışması yapılacak. Bu önlemler ile halkın asbest ile olan teması tamamen kesilecektir ve köylerin taşınmasına gerek yoktur.”
Üç aşamalı önlem planı başlıyor
Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise yapılan araştırmaların sonuçlarını Mart ayında alacaklarını ve bu bilgilere göre bir önlem planı oluşturacaklarını söylüyor. Açıklamalara göre bu plan üç kademeden oluşacak. Öncelikle, asbestli toprağın yoğun olarak görüldüğü bölgelerde halk bilinçlendirilecek. Böylece bölge halkı asbestle nasıl temas ettiklerini, tehlikelerini ve nasıl korunmaları gerektiğini öğrenecek. İkinci aşamada yukarıda bahsedilen bölge ve alanların tespiti ile yeni toprakla kaplanması ya da ağaçlandırılması yapılacak ve son aşamada asbestli toprakla temas etmiş kişiler ve yakınlarının sağlık durumu takibe alınacak.