
1930’ların Kaliforniya’sında, posta dağıtıcılığı yapan sıradan bir adam, farkında olmadan dünyanın en çok tüketilen avokado türünün temellerini attı. Rudolph Hass adındaki bu amatör çiftçi, bugün sofralarımızın vazgeçilmezi olan “Hass avokadosu”na adını verdi ve meyve tarihine geçti.
Gözlem ve araştırmanın getirdiği başarı
Rudolph Hass Kaliforniya’daki arka bahçesinde farklı avokado çeşitlerini aşılarken, sıra dışı yaprak ve kabuk özellikleri gösteren bir fidan dikkatini çekti. O dönemde yaygın olarak tercih edilen “Fuerte” türüne kıyasla, bu yeni ağacın meyvesi daha küçük, kabuğu ise alışılmadık şekilde kalındı ve olgunlaştıkça siyaha dönüyordu.
Pek çok üretici için bu özellikler “kusur” sayılabilirdi. Ancak Hass, sabırlı bir gözlemciydi. Bu meyvenin sadece dış görünüşüne değil, raf ömrüne, lezzetine ve nakliyeye uygunluğuna da dikkat etti. Kendi evinde yetiştirdiği meyveyi hem ailesine tattırdı hem de çevresindeki çiftçilere örnekledi. Sonuç? Yoğun aromalı, yüksek yağ oranına sahip, besin değeri yüksek bir türle karşı karşıyaydı.
Hass avokadosu ilk günkü hâliyle üretiliyor
1935 yılında, meyve üzerinde patent alarak bu türü kendi soyadını taşıyan “Hass Avocado” markasıyla tescilledi. Tarımda nadir rastlanan bu bireysel başarı, yalnızca bir ağaçtan çıkan türün, vejetatif olarak çoğaltılıp dünya geneline yayılmasıyla sonuçlandı.
1935’te patenti alınan bu varyete, tarımsal klonlama yöntemiyle yani aşıyla çoğaltılarak yaygınlaştırıldı. Bugün “Hass” avokadosu olarak bilinen tüm ağaçlar, genetik olarak o ilk ağaçla birebir aynı olup vejetatif çoğaltma yoluyla üretiliyor. Bu yöntem sayesinde, ürün kalitesi ve tutarlılığı tüm dünya pazarlarında standart hâle geldi.
Tüm dünyaya miras bıraktı
Rudolph Hass 1952 yılında hayatını kaybetti, ancak onun adıyla anılan tür; Türkiye’den Meksika’ya, Şili’den Yeni Zelanda’ya kadar dünyanın dört bir yanında yetiştiriliyor. Hass’ın hikayesi araştırmanın ve gözlem yeteneğinin önemini bize bir kez daha hatırlatıyor.