Sera yatırımın en önemli aşaması bölge ve ürün seçimi. Ancak özellikle ılıman ve sıcak bölgelerde ısıtma sistemi kadar soğutma sistemleri de kazanca önemli katkı sağlıyor.
Türkiye’nin yıllık örtü altı üretim geliri 11 milyar TL’yi geçti. Bugün örtü altı arazilerin genişliği bakımından dünyada 4. sırada olan Türkiye, üretim miktarı itibariyle de beşinci sırada. Son 5 yılda örtü altı üretimi yüzde 18,8 oranında artarken her geçen gün daha fazla tarım arazisi örtü altına giriyor.
Yıl boyu üretim yapabilmek
Sera alanlarının genişlemesi bir anlamda yaş sebze ve meyve üretiminde profesyonelleşmenin de bir göstergesi gibi. Örtü altına geçmek; birim alanda elde edilen verimi arttırmak ve yıl boyu üretim yapabilmek demek. Seracılık yalnızca mesleği tarım olanlar değil, farklı iş kollarından girişimcileri de cezbediyor.
Ancak seracılık her ne kadar kazançlı bir yatırım alanı olarak görünse de, beklentileri tutturabilmek için oyunu kurallarına göre oynamak gerekli. tarlasera, sera yatırımına ilgi duyan üretici ve yatırımcılar için oyunun kurallarını ve püf noktalarını bir araya getirdi.
Karasal bölgelerde jeotermal enerji farkı
Seracılıkta öncelikle örtü altı iklimin doğala en yakın şekilde düzenlemek gerekiyor. Bunun için ilk iş doğru bölgeyi seçmek. Maliyet açısından ılıman iklime sahip bölgeler avantajlı. Çünkü güneşli gün sayısının fazlalığı ısıtma maliyetlerini de asgari düzeyde tutuyor. Ancak duruma göre bunun tersi de geçerli olabiliyor. Ucuz ve sürekli enerji sağlanabildiği koşullarda, serin bölgelerde kıyı kesimlere oranla daha kazançlı çıkmak da mümkün.
Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (SERKONDER) Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Silleli, “Karasal iklimde yer alan bölgeler jeotermal enerji ile kış aylarını sorunsuz geçirebilirken, yaz aylarında da seralar çok kolay serinletilebiliyor. Bu da üretimin daha kaliteli olmasına ve bütün yıla yayılmasına olanak veriyor” diyor.
Yeni trend aromatik bitkiler
İkinci aşama ise ürün seçimi. Domates, biber ve hıyar elbette seralarda en çok tercih edilen ürünler. Bunu kesme çiçek üretimi takip ediyor. Ancak en yeni trend tıbbi ve aromatik bitkiler. Silleli, kontrollü ortamda üretilen yeşil bitkilerin özellikle metropol yakınlarında yapılan seracılık için büyük kazançlar sağladığını vurguluyor.
Yatırımın üçüncü aşaması çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olarak üreticilik belgesi almak. Bundan sonra iş serayı kurmaya kalıyor. Kuzey yarımküre ülkelerinin tümünde olduğu gibi Türkiye’de de seralar kuzey-güney doğrultusunda kuruluyor. Bunun nedeni; güneş ışınlarından maksimum faydalanabilmek. Sera içindeki ürünleri de aynı doğrultuda yerleştirmek gerekli.
Isıtma tabana yakın ve homojen olmalı
Serada ısı tüketiminin en aza indirilebilmesi için homojen bir dağılım sağlayan ısıtma sistemine ihtiyaç var. Bu yüzden sistemin sera tabanına yakın olması gerekiyor. Tabii ısıtma kadar soğutma da önemli. Akdeniz-Ege bölgelerinde haziran sonundan ağustos sonuna kadar olan dönemde sıcaklık ve nem sebebiyle üretim durma noktasına gelebiliyor. Özellikle geniş hacimli ve uzunluğu 30 metrenin üzerinde olan seralarda evaporatif soğutma sistemleri fayda sağlıyor.
Temperli camlar kırılmaya dayanıklı
Fırtına ve sel gibi doğal afetler seraların korkulu rüyaları sayılabilir. Bunun için sel riski taşıyan nehir ve dere yataklarına sera kurmamak gerekli. Taban suyu yükselmelerine karşı sera zeminine drenaj hattı döşemek tavsiye edilen bir önlem. Fırtınaya karşı ise dayanıklı malzemenin kullanılması gerekiyor. Cam seralarda kırılmalara karşı temperli camlar tercih ediliyor.
Türkiye jeotermal ısı potansiyeli bakımından dünyanın yedinci, Avrupa’nın ise birinci ülkesi. Bu da detaylı bir planlama ve doğru tercihler yapıldığı sürece Türkiye’de seracılığın ne denli kârlı bir yatırım alanı olabileceğini gösteriyor.