
İki ülke, ortak bir felaket.
Fransa 2021 ve Türkiye 2025...
İki ülke de bahar aylarında beklenmedik don felaketleriyle sarsıldı. Gece sıcaklıklarının ani düşüşü, meyve ağaçlarından bağlara kadar tarımsal üretimi ağır şekilde etkiledi. Ürün kayıpları, ekonomik zararlar ve üretici mağduriyetleri gündemin en sıcak başlığı oldu.
Fransa'da Nisan 2021'de yaşanan don, son 50 yılın en büyük tarımsal felaketi olarak kayıtlara geçti. 13 bölgeden 10’u ağır zarar gördü. Özellikle Bordeaux ve Burgundy bölgelerindeki şaraplık üzüm bağları ve diğer bölgelerdeki kayısı, şeftali, elma ve armut ağaçları yüzde 80’e varan ağır kayıplar yaşadı.
Hükümet, durumu "ulusal trajedi" ilan etti ve hemen harekete geçti:
- 1 milyar euro acil destek paketi sunuldu.
- Vergi ve sosyal güvenlik primlerinde ertelemeler gerçekleştirildi.
- Tarım felaketi rejimi kapsamında çiftçilere doğrudan ödemeler yapıldı.
- İklim değişikliğine uyum için uzun vadeli politika geliştirme çalışmaları başlatıldı.
Türkiye 2025: 65 ilde tarımsal kayıp
Türkiye’de Şubat ve Mart aylarında yaşanan dondan sonra Nisan 2025'te tarıma en büyük darbeyi vurdu. 65’ten fazla ilde tarımsal üretimi etkiledi. Üzüm, kayısı, elma ve kiraz başta olmak üzere pek çok üründe hasarlar oluştu.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın şu ana kadar açıkladığı destekler:
- TARSİM sigortalı üreticilerin hasarlarının karşılanması
- Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı, sigortasız çiftçilere hasar oranına göre yardım
- Tarım sigorta poliçelerinde yüzde 70 devlet prim desteği
- Donla mücadele ekipmanlarına yüzde 25-35 hibe
- Faizsiz, iki yıl geri ödemesiz kredi imkanları
Peki iki ülkenin yaşanan don olayına müdahale farkı ne oldu?
Fransa, sadece zararları karşılamakla kalmadı; tarımsal üretimi iklim krizine uyumlu hâle getirmek için kalıcı adımlar attı. Türkiye’de ise şu anda ağırlıklı olarak acil zarar yönetimi ve kısa vadeli finansal destekler devreye sokuldu. Henüz kapsamlı uzun vadeli bir tarım dönüşüm stratejisi kamuoyuna açıklanmadı.
Felaketler gösterdi ki; tarımı korumak sadece bugün için değil, yarın için de zorunlu. İklim değişikliğinin etkileri her yıl artıyor. Bugün dirençli tarım sistemleri kurmayan ülkeler, gelecekte çok daha ağır bedeller ödeyecek.
Çözüm yolu uzun vadeli planlar, güçlü sigorta sistemleri ve iklim adaptasyonundan geçiyor.