
Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul, yalnızca sanayi ve ticaretin değil, aynı zamanda kırsal üretimin de merkezi konumunda. Ancak uzmanlar, olası büyük bir İstanbul depreminin yalnızca şehir merkezini değil, çevresindeki tarım arazilerini, hayvancılık faaliyetlerini ve dolayısıyla ülke genelindeki gıda güvenliğini de tehdit edebileceği konusunda uyarıyor.
İstanbul’un kırsal yüzü gözden kaçıyor
Silivri, Çatalca, Arnavutköy ve Şile gibi ilçeler, İstanbul’un taze gıda ihtiyacının büyük kısmını karşılayan üretim bölgeleri arasında yer alıyor. İstanbul Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mine Aydoğan, bu üretim alanlarının yalnızca yerel değil, Marmara ve Trakya bölgeleri için de kritik olduğunu vurgulayarak, “Bu hat koparsa sadece İstanbul değil, bölge aç kalır,” uyarısında bulunuyor.
Tarımsal altyapı depreme hazır değil
Kırsal altyapı uzmanlarına göre, sulama sistemleri, kırsal yollar, soğuk hava depoları ve lojistik rotalar, büyük bir depreme karşı oldukça kırılgan. Tarımsal altyapı danışmanı Ziraat Mühendisi Ayşe Durmuş, özellikle soğuk zincir sistemlerinin çökmesi durumunda pazara ürün sunmanın imkânsız hale geleceğini belirtiyor.
Hayvancılıkta ciddi kayıp riski
Bölgede bulunan binlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvan, ahırların yıkılması veya yem-su temininin kesilmesi durumunda telef olabilir. Kırsal kalkınma uzmanı Dr. Erkan Tufan, küçük aile işletmelerinin böyle bir felaketi kaldıramayacağını, bu durumun kırsaldan kente göçü tetikleyebileceğini ifade ediyor.
Gıda fiyatlarında artış ve enflasyon tehlikesi
Tarımsal üretim ve dağıtım zincirindeki olası bir aksama, Türkiye genelinde sebze, meyve ve süt ürünleri fiyatlarında %20 ila %40 arası artışa neden olabilir. Uzmanlar, gıda enflasyonunun özellikle dar gelirli grupları etkileyeceğini vurguluyor.
Çözüm: Afet planlarında tarım sektörüne de yer açılmalı
Tüm uzmanlar, afet senaryolarının sadece konut ve şehir planlamasına odaklanmaması gerektiği konusunda hemfikir. Tarım altyapısının güçlendirilmesi, alternatif lojistik rotalarının hazırlanması ve çiftçiye yönelik afet sonrası destek mekanizmalarının kurulması gerektiği belirtiliyor.