Tarım Dergisi tarlasera
tarlasera SATIN AL
Kapat

28.12.2015

Çevreci sertifikalarda şeffaflığa ihtiyaç var

AB'de çevreci markaların yüzde 95’inin doğruluğunun teyit edilemediğini vurgulayan uzmanlar, çevreci markalarla ilgili AB sınırları içerisinde ortak standartlar koymanın gereğine vurgu yapıyor.

AB sınırları içerisinde satışa sunulan gıda ürünlerinin ambalajlarında, ürünlerin çevreci ve sürdürebilir tarımsal metotlarla yetiştirildiğine dair ibarelerde aşırı bir güven sorunu yaşanıyor. Bu sorunu giderebilmek için Avrupa Birliği Komisyonu’nun ilgili bölümü olan Environmental Footprint (Çevreci Markalama) hem AB sınırları içerisinde üretilen hem de ithal edilen ürünlerde çevreci etiketlemede (logolamada) ortak standartlar yaratmak için kolları sıvadı.

Yeşil markalar ne kadar yeşil?

Yeşil markalar olarak adlandırılan çevreci markalardan 20 tanesinden ancak 1 tanesinin güvenirliğinde sorun yaşanmadığını vurgulayan Avrupa Komisyonu’nun Environmental Footprint Şefi Michele Galatola, bu konudaki sorunları giderebilmek için Avrupa Birliği sınırları içerisinde ortak standartlar gerektiğine işaret ediyor. Galatola konuyla ilgili şunları ifade ediyor: “İnsanlar, ekonomik zorluk yaşadığı şu dönemlerde bile, aradaki fiyat farkına rağmen çevreci (yeşil) ürünleri satın almak istiyorlar. Ancak Avrupa’da gördüğümüz yeşil markaların (logoların) yüzde 95’lik bölümü ya yanlış ya da doğruluğunu teyit etmek güç.”

Bu sorunu aşabilmek için Avrupa Komisyonu Environmental Footprint bölümü olarak, çevreci ürünlerde şeffaflık yaratmak için ortak standartlar üzerinde 2013 yılından bu yana çalıştıklarını vurgulayan Galatola, bu standartların piyasada adaletli bir rekabet adına da bir zorunluluk olduğunu vurguluyor. Avrupa Birliği sınırları içerisinde yaratılacak bu standartların gelecekte dünyanın başka yerlerinde de uygulanabileceğini vurguluyor.

Belgelemenin bin bir hali

Dünyanın mandıra devlerinden olan Danimarkalı ARLA firması, dünyanın her tarafına yaptıkları ihracat sırasında, ihracatın yapıldığı ülkeye göre farklı belgelemelere maruz kaldıklarını vurgularken, AB’nin ortaya koyacağı standartlarla işlerinin kolaylaşacağını belirtiyor. ARLA firmasının Çevre ve İklim Şefi Jan Dalsgaard Johannesen çevreci ve sürdürülebilir üretime yönelik ortak standartlarla ilgili memnuniyetini şu sözlerle ifade ediyor: “Bizler müşterilerimize 1000 farklı yöntemle belgeleme yapmamak için, uluslararası standartların gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu konuda sağlam bir bilimsel temele dayanan ve üretim sırasındaki gerekli tüm ayrıntıları dahil edebilen bir sertifikalamaya ihtiyaç var. Eğer tüm işletmeler ürün belgelemesinde ortak standartlar doğrultusunda hareket edebilirlerse hem tüketiciler hem de yetkililer için farklı ülkelerde üretilen ürünleri karşılaştırma imkânı doğacaktır.”

Bundan on sene öncesi ile karşılaştırıldığında insanların karbondioksit salımı ile ilgilerinin giderek arttığını aktaran Jan Dalsgaard Johannesen, ARLA olarak doğaya asgari zarar vermek amacıyla aldıkları inisiyatifler konusunda olabildiğince şeffaf olmak için çaba harcadıklarını ve bu anlamda AB’nin yürürlüğe koymayı planladığı ortak standartlarla da bu inisiyatiflerin değerlerinin daha iyi anlaşılacağına inandıklarını vurguluyor.

Avrupa’nın çevreci etiketleri

AB üye ülkelerinde geçerli olan, kozmetikten, beyaz eşya ürünlerine, ışıklandırma sistemlerinden toprak ürünlerine kadar, ürünlerin çevreci üretimle gerçekleştiğine dair bir dizi etiketleme şu an itibariyle mevcut¹. Ancak gıda ürünlerine yönelik çevreci etiketlendirmede ortak standartlar yaratmaya yönelik çalışmalar AB Komisyonu Environmental Footprint tarafından 1 Kasım 2013 tarihinde pilot proje ile başladı.

AB pazarında çevreci etiketiyle tüketiciye sunulan  37 bin ürün bulunmakta. Bir ürünün çevreci etiketine sahip olabilmesi için bir dizi prosedür takip edilmekte ve organik üretim konusunda çok sıkı kriterler göz önüne alınmakta. Bu etiketlerden en yaygın ve geçerli olan ve EU ECOLABEL olarak adlandırılan etiketi alabilmek için örneğin 7 aşamalı bir başvuru süreci mevcut². Bir ürüne EU ECOLABEL markası alabilmek için, küçük ölçekteki işletmeler için200-350 Euro olan başvuru harç bedeli, gelişmekte olan ülkelerden başvuru yapan küçük ve orta ölçekteki işletmeler için 200-600 Euro olarak belirlenmiş. Bunun dışındaki işletmeler içinse talep edilen miktar ise 200-2000 Euro arasında değişmekte. Başvuru için ilk işlem olarak AB sınırları içerisinde üretim yapan işletmelerin ilk başvuruyu o ülkedeki yetkili kuruma başvuru yapması gerekiyor³. 1992’de AB Komisyonu tarafından yürürlüğe koyulan EU ECOLABEL etiketi, gıda ürünleri için geçerli olan bir etiketleme değil.

Gıda ürünleri için tescil markaları

Dünyanın her tarafında olduğu gibi Avrupa’da da ürünler piyasaya sunulurken tüketicinin ürünle ilgili güvenini kazanmak için farklı tescil markaları kullanılıyor. Bazı ülkeler, AB’nin her tarafında geçerli olan uluslarası tescil markalarını kullanırken, kendi sınırları içerisinde de farklı standartları göz önüne alan markalamaları da kullanabiliyorlar. Tabloda, Avrupa sınırları içerisinde kullanılan bazı uluslararası markalar mevcut.

Sayfa ilk kez okundu.

En çok okunan makaleler

Yorumlar
    Bu yazı için henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz

Yorumunuz Gönderildi